“Yaşamak, kendi kendini adam etmektir.
Zekâ ve bilgiyi kullanarak etinden kemiğinden kendi heykelini yapmaktır.”
Goethe
“Yaşadığımız yüzyıl, bilginin sonsuz bir şekilde aktığı ve katlanarak büyüdüğü bir yüzyıl. Bu bilgi bombardımanının içinde hepimizin yapması gerekense bildiğimiz her şeye şüpheyle yaklaşmamızın gerekli olduğu. Bilgelik yaşama hiç durmadan sorular sormak ve öğrendiğimiz her şeye şüpheyle yaklaşmaktan geçer. Bilginin sorgulanması bireye yepyeni kapılar açar. Cahil, yani yaşama dair hiçbir sorgusu ve sorusu olmayan insanlar ise bildikleriyle yetinir ve doğruluklarını hiçbir şekilde sorgulamadan, onlara ne söylenirse körü körüne inanırlar. Oysaki insanı diğer canlılardan ayıran en belirgin özelliği aklı ve aklı sayesinde ulaştığı bilgiyi yorumlama yeteneğidir.”
İyiye doğru bir değişim ile olduğumuzdan daha iyi olabilmek bizim elimizde. Bunun için yapmamız gerekense yaşantımızda değişmesi gerekenlerin farkına varmamız.
Ustaca Yaşamak, “mış gibi” yaşamayı reddeden bireyler için tüketim bilincinden, zaman yönetimine, doğru planlamadan, eş seçimine, odaklanmaktan özgürlük kavramına dek sizi kendi içinizde derin bir yolculuğa çıkarıyor ve mevcut durumunuzun tahlilinden başlayarak hayallerine ulaşmanız için ihtiyacınız olan reçeteye, farkındalık bilincinize odaklanıyor.
Ürüne ait yorum bulunmamaktadır.
Geçmiş pencere önlerinde her daim sulanan bir çiçektir. Kurumasın diye gözünün içi gibi bakar insan. An gelir kokusunu duyar, kendinden geçer.
An gelir güzelliğine kapılır,
Derin deryalara, büyülü hülyalara dalar.
Yokluğun yolcusu insan yok sayamaz yaşanmışlıkları.
Yürürken geleceğe adım adım,
Ardında kalanları da sular çiçek gibi.
Sular ki, solmasın mazinin o güzel bahçesi.
Ve yeşersin yeniden sevinçleri, özlemleri…