Üniversiteye yerleşmek birçok kişinin hedefidir. Bu hedefe ulaşmak amacıyla birçok insan çeşitli süreçleri tamamlamak için yoğun bir çaba göstermektedir. Bununla birlikte engelli adaylar açısından yükseköğretime erişim, diğer hususların yanında başka hususların da dikkate alınmasını gerektirebilmektedir. Bu kitap, engelli adayların yükseköğretime geçiş sürecinde tabi oldukları usul ve esasları, idari faaliyetler çerçevesinde detaylı bir şekilde incelemeyi hedeflemektedir.
“Yükseköğretime Geçişte Engelli Adaylara Yönelik İdari Faaliyetlerin Usul ve Esasları” başlıklı bu eser; Yükseköğretim Kurulu (YÖK), Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı (ÖSYM), üniversiteler, ilgili bakanlıklar, diğer kamu kurum ve kuruluşlarının yönetici ve temsilcileri, engelli adaylar, engelli adayların yakınları, eğitimciler, sivil toplum kuruluşu temsilcileri gibi birçok kişinin başvurabileceği bir kaynak olmayı hedefliyor. Kitap; mevcut mevzuat analizleri, ilgili idari yargısal kararlar, uygulama esnasında edinilen tecrübelerden örnekler, tespit edilen eksiklikler ve iyileştirme önerileriyle çok yönlü bir bakış sunuyor.
Kitapta hem ilgili idarelerin teorik ve uygulamalı açıklamalar doğrultusunda sundukları hizmetleri nasıl geliştirebileceğine hem de adayların yükseköğretime geçiş sürecinde sahip oldukları hak ve yükümlülüklere dair detaylı bilgilere, hukuki analizlerle birlikte yer veriliyor. Bu sayede sürecin farklı bakış açılarıyla ele alınması ve yükseköğretime geçiş sürecinin herkes için daha hakkaniyetli bir şekilde yürütülmesine katkı sunulması hedefleniyor.
Ürüne ait yorum bulunmamaktadır.
Osmanlı İmparatorluğu’na istisnaî bir özel statüyle bağlı olan Dubrovnik Cumhuriyeti bağımsızlığa oldukça yakın siyasî bir nitelik taşımaktaydı. İç ve dış siyasete dair kurumlarıyla müesseseleşmiş yapısı, senatolarının üstlendiği yasama ve yürütme erkleriyle birlikte mevcut hukukî yönetmelikleri şehir devletinin küçük de olsa müstakil bir siyasî yapı arz etmesini sağlamaktaydı. Osmanlı merkez siyasetinin karşılıklı hukukî sorumluluklara riayet edilmesi konusundaki hassasiyeti ve cumhuriyetin egemenlik haklarına saygı göstermesi sayesinde Dubrovnik’in idareci elitleri otonom yönetimlerini oldukça hür bir şekilde icra edebilme imkânı bulmuşlardı. Kendi yasalarını üretebilmişler, bunları senatolarında ve mahkemelerinde serbestçe uygulamaya geçirebilmişlerdi.
Osmanlı resmî görevlileri, Balkanlardaki reaya, ülkenin muhtelif bölgelerinden tüccarlar çeşitli sebeplerle Dubrovnik’i ziyaret etmekteydiler. İki devletin tebaasının temasları ve irtibatları sosyal ilişkilerde bazı problemleri de beraberinde getirmişti. Bu da her iki taraf arasındaki münasebetleri düzene koyacak birtakım kuralların oluşmasına yol açmıştı. Osmanlı ile Dubrovnik arasındaki ilişkilerin sosyal ve hukukî yönünü konu alan bu çalışmada ikili ilişkilerin mikro ölçeğine inilmiş ve iki ayrı siyasî yapının insan unsurunun karşılaşmasında meydana gelen meseleler ele alınmıştır. Böylece Osmanlı tebaasından ve resmî makamlardan Dubrovnik’e gelen kimseler konunun merkezine konulmuştur. Osmanlı ve Dubrovnik arşivlerinden belgelere dayanılarak Dubrovnik’teki Osmanlıların cumhuriyet hukuku karşısındaki konumunu belirlemek ve bir kurallar manzumesi oluşturmak da yine bu akademik çalışmanın başlıca hedefleri arasında yer almıştır.