Turizm toplumlar arasında sosyal, kültürel, çevresel, fiziksel, politik ve tıbbî açıdan dünya geneline yansıyan en önemli sektörlerin ve endüstrilerin başında gelerek toplumsal, sosyal, kültürel, ekonomik ve tıbbî çevrede önemli etki ve değişimlere yol açmaktadır. Turizm bir yandan toplumların ve bireylerin birbirleriyle kaynaşmasına, sosyal, kültürel ve fizikî ve çevresel turizm ögelerinin ve çekiciliklerinin arttırılmasıyla kaynakların kullanılmasına ve böylece çevrenin değerini arttırmakta, turizme katılanların bireysel, grupsal ve toplumsal tatmin duygunun giderilmesine önemli olumlu katkılar sağlar.
Turizmin bu önemli olumlu katkılarına karşılık iyi yönetilmeyen turizm hizmetleri ve endüstrisi, aynı zamanda ekonomik dengesizliklere, toplumsal yapı ve dokunun olumsuz etkilenmesine sosyal ve kültürel kirlenmeye, tabiatın tahrip edilmesine, turizm çalışanları olan turizmcilerin ve turist sağlıklarını da olumsuz etkilemektedir. Bu olumsuz etkiler daha çok gelişmekte olan ülkelerde daha belirgin olarak ortaya çıkmaktadır.
Bu kitapta turizm hizmtelerinin bileşenlerinin ve boyutlarının sağlık kavramı açısından incelenmesi yapılmaktadır. Sağlık; hastalık olmamasının yanı sıra, fizikî, bedensel, sosyal ve ruhsal yönden iyilik haliyle açıklanmaktadır. Bu açıdan turizm hizmetlerinin de çevresel, tıbbî, sosyal, psikolojik, işletme, turizm çalışanı ve turistlerin sağlığı ve iyilik hali incelenmiştir.
Ürüne ait yorum bulunmamaktadır.
“Turizm Endüstrisinin Makroekonomik Etkileri ve Politika Yönelimleri” adlı bu çalışma, turizm sektörünün global ekonomik düzeydeki etkilerini ve hükümetlerin bu alandaki karar alma süreçlerini irdeleyen kapsamlı bir araştırmadır. Asya-Pasifik bölgesindeki seçili ülkeler (Çin, Japonya, Hindistan, Güney Kore, Endonezya, Singapur ve Tayland) ve Türkiye örneğinde, turizm gelirlerinin ekonomik büyüme, enflasyon, cari işlemler dengesi ve istihdam gibi temel makroekonomik değişkenler üzerindeki etkileri ampirik bir yaklaşımla analiz edilmiştir.
Sonuçlar, turizm gelirlerinin bazı ülkelerde cari işlemler dengesi, ekonomik büyüme, enflasyon ve istihdam oranları üzerinde anlamlı ilişkiler oluşturduğunu, ancak diğer ülkelerde bu ilişkinin gözlemlenmediğini göstermektedir. Bu bulgular, turizmin ekonomi içindeki rolünü daha iyi anlayabilmek için önemli bir temel sunmakta ve ilgili ülkeler için stratejik ekonomi politikalarının şekillendirilmesinde rehberlik yapmaktadır.
Bu kitap, turizm ekonomisi ile ilgilenen akademisyenler, politika yapıcılar ve sektördeki profesyoneller için hem teorik hem de uygulamalı bir kaynak niteliği taşımaktadır. Ayrıca, turizm gelirlerinin ülkeler arası farklı etkilerini derinlemesine inceleyerek, gelecekteki politika geliştirme süreçlerine ışık tutmayı amaçlamaktadır.
Turizm coğrafyası açısından ülkemizin sahip olduğu potansiyel, turistlerin ihtiyaç duydukları her türlü aktivitelerin
gerçekleştirilmesine cevap verebilecek durumdadır. Mevcut coğrafyanın sunduğu potansiyel değerlendirilerek, ülke
ekonomisinin, dolayısıyla insanımızın hizmetine sunulması; başta hükümetlerin, turizm sektörünün ve turizmle ilgisi olan herkesin görevidir. Dünyanın en hızlı gelişen endüstrilerden biri olan turizm, sağladığı döviz ve istihdam imkanları yanında alt-üst yapı olanaklarını iyileştirilmiş olması ile de ülke kalkınmasında büyük önem arz etmektedir. Son yıllarda Türkiye’de turizm alanında büyük atılımlar gerçekleştirilmiştir.
Sahip olunan tabii ve kültürel mirasın yanı sıra, turizm mevzuatındaki değişikliklerin de bu atılımda önemli katkıları
olduğunu söylemek mümkündür. Diğer ülkelerdeki gibi Türkiye’de de turizmde yaşanan gelişmeler ve devletin turizm yatırımlarını desteklemesi sonucu, coğrafyanın sunduğu imkanların yoğun olarak kullanıldığını görmekteyiz. Turizm yatırımlarının genellikle kırsal alanlarda tabii doku içerisinde yoğunluk kazandığı ve bu alanlarda turizmin gelişme şansının yüksek olduğu gözlenmektedir. Çünkü turizm için deniz, güneş, kum ve yatak kapasitesinin yeterli olmadığı, herkesçe ifade edilmektedir. Bazı araştırmalar göstermektedir ki turistlerin, özellikle doğal yapısı çeşitlilik arz eden ve korunan ülkelerde, tatil, dinlenme, gezme-görme, rekreatif faaliyetlerle bulunmayı giderek daha fazla tercih etmektedirler.