Kitap Adı | : | Turizm İşletmelerinin Pazarlamasında 7P ve 7C |
Editörler | : | Prof. Dr. Cevdet Avcıkurt/ Dr. Şehnaz Demirkol/ Dr. Burhanettin Zengin |
Yazarlar | : | Prof. Dr. Füsun İstanbullu Prof. Dr. Mithat Zeki Dinçer Prof. Dr. Şükrü Yarcan Prof. Dr. Necdet Hacıoğlu Prof. Dr. Cevdet Avcıkurt Prof. Dr. Azize Tunç Hussein Prof. Dr. Muhsin Halis Prof. Dr. Remzi Altunışık Doç. Dr. Orhan Batman Yrd. Doç. Dr. Şehnaz Demirkol Yrd. Doç. Dr. Burhanettin Zengin |
ISBN | : | 978-605-4031-12-2 |
Baskı Tarihi | : | Ocak 2009 |
Baskı Sayısı | : | 1. Baskı |
Kağıt Cinsi | : | İthal Kağıt |
Kapak Cinsi | : | Karton Kapak |
Liste Fiyatı | : | 21.6 TL |
Sayfa | : | 418 Sayfa |
Ebat | : | 16,5 x 23,5 |
Ürüne ait yorum bulunmamaktadır.
Kapadokya; sahip olduğu doğal, kültürel, tarihi ve dini değerleri ile her yıl dünyanın pek çok yerinden binlerce turisti ağırlamaktadır. Bir kültür turizmi rotası olan bu coğrafya, sahip olduğu peri bacaları, yeraltı şehirleri, kaya kiliseleri, ikonaları ile turistlerin ilgisini çekmektedir. Türkiye’nin önemli bir tarihi ve kültürel mirası olan Kapadokya turistlerin adeta geçmişe yolculuk yaptıkları bir destinasyondur.
Bu kitapta okuyuculara Kapadokya’nın coğrafi yapısı, tarihi, yeraltı şehirleri, kaya kiliseleri, ikonaları, Kapadokya’da Hristiyanlığın gelişimi ve manastır yaşamına ilişkin bilgiler sunulmaktadır.
Araştırmanın iki temel çatı üzerine kurulduğu söylenebilir. Bunlardan ilki, turizmi; biyolojide yüzyıllardır kullanılan ve bilimselliği kanıtlanmış taksonomi vasıtasıyla turizmi kapsayan-kapsanan ekseninde sınıflandırmak; ikincisi ise yukarıda bahsedilen kavram açımlaması ile bir türün anlamsal ayrıştırmasını yapıp oluşturulan “Hiyerarşik Turizm Taksonomisi” (HTT) modelindeki yerini belirmektir. Bu doğrultuda literatür taraması yapılmış, mevcut tanımlar epistemolojik olarak incelenmiş, turizm teorisinde çalışmaları bulunan akademisyenlerden birincil veri toplanmış, bu veriler nitel yönden analizlere tabi tutulmuş ve çalışma çıktısı olarak da Ek 1’de verilen özgün turizm sınıflandırma modeli (HTT Modeli) oluşturulmuştur.
Turizm coğrafyası açısından ülkemizin sahip olduğu potansiyel, turistlerin ihtiyaç duydukları her türlü aktivitelerin
gerçekleştirilmesine cevap verebilecek durumdadır. Mevcut coğrafyanın sunduğu potansiyel değerlendirilerek, ülke
ekonomisinin, dolayısıyla insanımızın hizmetine sunulması; başta hükümetlerin, turizm sektörünün ve turizmle ilgisi olan herkesin görevidir. Dünyanın en hızlı gelişen endüstrilerden biri olan turizm, sağladığı döviz ve istihdam imkanları yanında alt-üst yapı olanaklarını iyileştirilmiş olması ile de ülke kalkınmasında büyük önem arz etmektedir. Son yıllarda Türkiye’de turizm alanında büyük atılımlar gerçekleştirilmiştir.
Sahip olunan tabii ve kültürel mirasın yanı sıra, turizm mevzuatındaki değişikliklerin de bu atılımda önemli katkıları
olduğunu söylemek mümkündür. Diğer ülkelerdeki gibi Türkiye’de de turizmde yaşanan gelişmeler ve devletin turizm yatırımlarını desteklemesi sonucu, coğrafyanın sunduğu imkanların yoğun olarak kullanıldığını görmekteyiz. Turizm yatırımlarının genellikle kırsal alanlarda tabii doku içerisinde yoğunluk kazandığı ve bu alanlarda turizmin gelişme şansının yüksek olduğu gözlenmektedir. Çünkü turizm için deniz, güneş, kum ve yatak kapasitesinin yeterli olmadığı, herkesçe ifade edilmektedir. Bazı araştırmalar göstermektedir ki turistlerin, özellikle doğal yapısı çeşitlilik arz eden ve korunan ülkelerde, tatil, dinlenme, gezme-görme, rekreatif faaliyetlerle bulunmayı giderek daha fazla tercih etmektedirler.
Eve dönüşler hep hüzünlüdür bugünden bakınca. Bisiklet süren, misket oynayan, burunları eskimiş ayakkabılarıyla maç yapan çocukların neşesi geçmişte kalmıştır. Yıllar geçer ve anımsarız. Bir zamanlar çocuk olduğumuzu….
Taşra ile metropol arasında sıkışmış bir kent. O kentte büyüyen; birkaç fabrika bacası, tozlu sokaklar ve hırçın arkadaşlarıyla muhayyilesi şekillenmiş bizler neden daima güzel hatırlarız eskiyi? Fedakâr babalar, adanmış anneler, ebedî dostlar bugün de yok mu? Bugün de binmiyor mu babalar bisikletlerine işten eve gelirken? Taze pişmiş mis gibi ev poğaçasının kokusu yine gelmiyor mu burnumuza akşamüstleri? Ortancalar hâlâ yok mu tek tük de olsa bahçelerde? Nedir yanılgıya iten zihnimizi? Yoksa o eski biz değil miyiz?
Bir küçük Türkiye özeti olan Adapazarı’nın geçmişi yazarın anılarıyla kol kola girerek tatlı öykülere dönüşmüş Akşam Pazarı’nda. En çok da hatıralardan beslenmez mi öykü dediğimiz zaten? Galip Çağ, anlatımındaki samimiyet ve o gençlik enerjisini asla yitirmediği tecrübesiyle bizi kendimizle yüzleştiriyor. Kendimizle ve kentimizle…