Annem ve babam; fedakarlık abidesi iki insan. Evlatlarına olan sevgileri, zamanla torunlarla devam etti. Önce evlatlarına, sonra torunlarına, hep adanmış gönül olarak yaşadılar. Veda ettikleri toprakların her bir karışında parmak izlerini bıraktılar.
Ürüne ait yorum bulunmamaktadır.
Mahallenin en haylaz çocuğuna ne olmuştu böyle? Okuldan gelir gelmez sokağa çıkan, oyunlar kuran, sonra bozan ne zaman ne icat edeceği belli olmayan Vasfi nereye gitmişti? Bu soruların cevabını sadece mahallenin çocukları merak etmiyordu. Büyükler de Vasfi’ye ne olduğunu sorup duruyor, cevap arıyorlardı. Üstelik hemen alamayacakları bir cevaptı bu. Herkes farklı bir şey söylüyordu. Bir süre bu konu hakkında aralarında fısıldaşıp durdular. Ağacın altındaki kahvehanenin sahibi Mükerrem Amca’ya göre Vasfi uzun uzun düşünmeye dalmıştı. Ne düşündüğünü bilmeseler de bunu yaparken mavi kapaklı defterine notlar alması ve gökyüzüne bakması onların gözünde olayın gizemini arttıran başka ayrıntılardı.
O gece ölümün eşiğinden tekerlekli sandalyeye oturarak döndüm.
Doğuşumdan bu yana yaşadığım tüm mutluluklar ve hüzünler tamamen benim yaşamam gerekenlerdi!
Tüm bu güzellikler adına yaşadım ve yaşamaya devam edeceğim ben.
“Her ne olursa olsun. Her ne yaşarsanız yaşayın;
hayat sizi kucaklamaya hazır.
Yeter ki, izin verin.”
Şu an kimsenin uğrak noktası olmayan, ziyaretçisiz kalmış
derinlerdeki o ıssız mağaralarda soluklanıyorum.
Diğerlerinin aksine burada hiçbir yerde olmadığım kadar da
huzurluyum.
Derinliklerde bir yerlerde, karanlıkta bulduğum sonsuz bir
aydınlığın, her geçen gün daha da değerini anlıyorum.
Ben Kale…
Bizler, bir süre önce hangi durumda olursak olalım,,
aramızdaki bağların koparılmasına cesaret dahi edilemeyen
bir topluluktuk.Şanımız yerküredeki tüm sularda yayılmıştı.
En karşı koyulması zor akıntılara, tüm tehlikelere, birlik
beraberlik nidalarıyla karşı koyan; hedeflerimiz uğrunda
herkesin canı pahasına yeşil kanatlarını gerdiği Mercan Kaya
Balıkları…
Hatalarımız da olmadı değil tabii. Tehdit olarak gördüğümüz
şeyleri hep sert dalgalarda veya suyun dışında aradık. Bazen
etrafımıza da bakmak gerektiğini, birer birer eksilmeye
başladığımızda anladık.
Çocuk edebiyatı, bireyin kimlik inşasında ve toplumsal değerlerin aktarımında önemli bir araçtır.
Devlet politikaları, çocuklara yönelik eserlerin seçiminde ve önerilmesinde belirleyici bir rol oynarken
bu süreçlerin ideolojik yönleri akademik literatürde yeterince ele alınmamıştır. Bu çalışma, özellikle Aile ve
Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından 2022 yılında yayınlanan “Çocuk Dostu Kitap Listesi”ni analiz ederek
çocuklara kazandırılmak istenen değerleri ve bu listenin Türkiye’nin kültürel politikalarıyla olan ilişkisini
değerlendirmektedir.
Kitap, Cumhuriyet Dönemi’nden günümüze kadar devlet tarafından oluşturulan çocuk kitapları listelerini
inceleyerek bu listelerde öne çıkan temaları belirlemeyi ve çocuk edebiyatı aracılığıyla hangi değerlerin ön plana
çıkarıldığını analiz etmeyi hedeflemektedir.Çalışma, devlet destekli kitap listelerinin yalnızca pedagojik bir
rehber olarak mı hazırlandığını, yoksa belirli ideolojik yönelimlerin bir yansıması mı olduğunu
sorgulamaktadır. Ancak araştırma, yalnızca ilköğretim düzeyine yönelik eserlerle sınırlı tutulmuş, daha küçük
ya da büyük yaş gruplarına hitap eden kitaplar kapsam dışı bırakılmıştır. Alana fayda sağlaması dileğiyle...