Çocuk edebiyatı, bireyin kimlik inşasında ve toplumsal değerlerin aktarımında önemli bir araçtır. Devlet politikaları, çocuklara yönelik eserlerin seçiminde ve önerilmesinde belirleyici bir rol oynarken bu süreçlerin ideolojik yönleri akademik literatürde yeterince ele alınmamıştır. Bu çalışma, özellikle Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından 2022 yılında yayınlanan “Çocuk Dostu Kitap Listesi”ni analiz ederek çocuklara kazandırılmak istenen değerleri ve bu listenin Türkiye’nin kültürel politikalarıyla olan ilişkisini değerlendirmektedir. Kitap, Cumhuriyet Dönemi’nden günümüze kadar devlet tarafından oluşturulan çocuk kitapları listelerini inceleyerek bu listelerde öne çıkan temaları belirlemeyi ve çocuk edebiyatı aracılığıyla hangi değerlerin ön plana çıkarıldığını analiz etmeyi hedeflemektedir.Çalışma, devlet destekli kitap listelerinin yalnızca pedagojik bir rehber olarak mı hazırlandığını, yoksa belirli ideolojik yönelimlerin bir yansıması mı olduğunu sorgulamaktadır. Ancak araştırma, yalnızca ilköğretim düzeyine yönelik eserlerle sınırlı tutulmuş, daha küçük ya da büyük yaş gruplarına hitap eden kitaplar kapsam dışı bırakılmıştır. Alana fayda sağlaması dileğiyle...
Ürüne ait yorum bulunmamaktadır.
Küçük dostum, bu kitapta belki kendinden bir parça bulacaksın belki yepyeni bir dünyanın kapılarını aralayacaksın. Ama en önemlisi; senin de bir hikâyen olduğunu fark edeceksin.
Hazırsan, gel birlikte sayfaları çevirelim…
Çünkü en güzel yolculuklar, bir “ilk cümleyle” başlar!
Prekaz Balkanlardan Göç Hikâyesi, altmış yıl boyunca kayıp olan teyzemin bulunmasının gerçek hikâyesidir. 1957 (Kosova / Priştine) babamın ve 1959 ( Kosova / Prekaz ) annemin göç hikâyelerinin birleşmesinden oluşan kitapta Balkan göçleri ve göçmenlerin duyguları anlatılmaya çalışılmıştır.
Arnavut kültürü tanıtılırken ırkçılık reddedilmektedir. Göç sonrasında ailemin yerleştiği Adapazarı’nda yaşadığımız mahalle ve konak hayatımızın yanında Tozlu Cami ve Uzunçarşı civarında geçen çocukluk hatıralarına yer verilmiştir. Kitapta tasavvuf geleneğimize ait değerlere işaret edilmiştir. Her ne kadar Kosova özelinde yazılsa bile, Bosna’dan Bulgaristan’a kadar olan coğrafyamızın genel kaderi anlatılmıştır. Sırpların Müslüman ve Türk düşmanlığına ait örnekler verilmiştir.
Yaşam tarzımı kökten değiştren fikirsel yolculuğuma örnekler verilmiştir. Kitabın sonuna ek olarak 1957 yılına ait göç vesikalarımız eklenmiştir.
Türkçemiz, doğru, akıcı ve güzel konuşulmayı fazlasıyla hak eden muhteşem bir dil. Derinlikli ve büyük bir medeniyetin ve çok değerli kültürlerin buluştuğu, kelimeleriyle, kavramlarıyla birlikte yaşamaya devam ettiği bir ifade alanı üstelik. Bizim dilimiz, Doğu ve Batı uygarlıklarının binlerce yıllık inanç ve kültür köklerini ve sembollerini bağrında yaşatan canlı bir medeniyet müzesi aslında. Dilimiz belki de en büyük zenginliğimiz, yarınlara bırakacağımız ortak mirasımızdır. Her meslekten, her yaştan insan, Türkçemizi doğru telaffuz etmeyi, sadece diksiyon açısından değil muhteva olarak da doğru ve güzel konuşan kimseler olmayı gaye edinmelidir. Sözün Sesi, bu gayeye ulaşmaya imkan sağlayacak bir kitap olma kıymeti taşıyor.
Cihat Zafer