Ahşap mavi kapı, rengi biraz solmuş ve kapanmış yalnızlığa,
Üzerindeki asma kilit çok uzun süre önce paslanmış.
Pasın boyası yağan yağmurlarla akmış tahta doğramaya,
Belli ki çok uzun zamandır bu kapı kapalı hiç açılmamış…
Sen geri gelsen; bu ev canlanacak, bahçede güller açacak,
Ağaçlarda kuşlar şakıyacak, sesleri avluyu dolduracak…
Kapının kilidi açılacak, üstünde pası-kiri kalmayacak,
Sen geri gelsen; duvarlar, taşlar, kapı…
Her şey yeniden hayat dolacak…
Ürüne ait yorum bulunmamaktadır.
Ne zaman, kim tutuşturdu bu kalemi elime?
Nasıl da anlayamadım(!)
Belki yarım kaldığından anlatacaklarımın…
Belki de vazgeçmenin kıyısına varamadığımdan…
Ya da…
Hayata, insana dair ne varsa yirmi dört saate sığdıramadığımdan…
Dört mevsimi yok ki! Havanın, suyun, toprağın.
Beşinci mevsiminde saklı her yüreğin yangını
Ve şüphesiz …
Yazılmış veya yazılacak olan hiçbir şiir sahipsiz değil.
Memleket nere ? Gurbet nere ?
Her yörenin kendine özel işleri, telaşı, mücadelesi, ekmeği, aşı var.
Kültürü, geleneği, sesi, nefesi, şivesi ve tadı var.
Yazar, Anadolu’nun bir rengi olan Karadeniz yöre yaşantısının kesitlerini, anne hikayeleriyle harmanlayarak nesir, şiir ve türkü formunda kendine has üslubuyla anlatmıştır.
Aile içi samimi bir iletişim ortamı olan paragrafta birbirine mani ve türkülerle sataşmış, laf atmış, güldürmüş, eğlenip neşelenmiştir.