Kitap Adı | : | Nasıl Bir Üniversite |
Editör | : | Prof. Dr. Coşkun Can Aktan |
ISBN | : | 975-6267-20-8 |
Kapak Tasarımı | : | Aydın Duran |
İlk Baskı Tarihi | : | Haziran 2004 |
Baskı Sayısı | : | 1. Baskı |
Kağıt Cinsi | : | İthal Kağıt |
Kapak Cinsi | : | Karton Kapak |
Liste Fiyatı | : | 11 TL |
Sayfa | : | 240 Sayfa |
Ebat | : | 13,5 x 19,5 |
Ülkemizde uzunca bir süredir kamuoyunun önemli gündem maddelerinden birisi olan yükseköğretim reformu maalesef arzu edilen ve olması gereken bir rota üzerinde ilerlemiyor.Hem hükümet cephesinde hem de diğer ilgili kesimler cephelerinde ideal bir üniversite arayışından uzak söylemler ve eylemler gündemde bulunuyor.
Yükseköğretim reformunun bilgi çağı vizyonuna uygun olarak ele alınması ve bu çerçevede bir dönüşüm programının gerçekleştirilmesi gerekir.
21.yüzyılın üniversite modeli nedir ve nasıl olmalıdır?
Bilgi çağında üniveristeler hangi ilkeler esas alınarak yeniden yapılandırılmalıdır?
İdeal bir üniversite reformunun gerçekleştirilmesinin ana ilkeleri nelerdir?
Ürüne ait yorum bulunmamaktadır.
Yüz yıllık sistem dönüşümünü tekemmül ettiren Türk tefekkür ve kültür hayatı, kendi içinden, tarihinin en uzun süreli bir doğuşunu gerçekleştirdi. Türkiye, bu doğuşunu bu asrın başlarında siyaset alanı ile buluşturdu. Bu buluşma ve kaynaşmanın oluşturduğu ivme, kültür, din, ilim ve estetik hayatı yüzde doksanlara ulaşan günümüz şehirlerine duygu, düşünce, yaşama biçimleriyle ve bir ruh olarak sinmeye başladı. Oluşan özgüven, ortaya çıkan özgürlük ortamı, yaşama, düşünme ve fikri üretim alanında insan ve cemiyetimizde güçlenen bir etkileşim oluşturmaya başladı. Ortaya çıkan etkileşimle birlikte insanlarımızda kültürel alanda ve düşünme biçimlerindeki alışveriş arttı. Bu alışverişte dünyayla artan etkileşimde de müessir bir rol oynadı. Sonuçta din ve diyanet sahasında olabildiğince güçlü iletişimlerle birlikte bir eğitim ağı etrafında Türkiye şehirlerinde bir dindarlık halesi teşekkül etti. Siyaseten farklılıkları barındırıyor gözükse de, bu dindarlık yaşama biçimleriyle, muhtevasıyla, olabildiğince benzeşiklik gösteren tavır ve temayüllerle, birbirine olabildiğince yaklaşan bir karaktere bürünmüştür.