Bahçeler, ağaçlar derken neşeli, bir o kadar hızla geçiyor günler, haftalar, mevsimler… Ağaçların, mevsimlerin, kuşların da dilleri var. Sırlarına erebilsek keşke. Her mevsim tomurcuklanan o ağaçların sırrına erebilsek... O çocuk aklımda derdim ki çiçek açan bu ağaçlar, konuşmak ister benimle. Sohbet ederdim onlarla. Hâl dilinde bir konuşma olurdu, bilirdim duyarlardı onlar beni, ben de onları tabi.
Ürüne ait yorum bulunmamaktadır.
Kalbi kırık çocukların, uyanık memurların, dayısı vali olanlara ders veren bürokratik kumpasların, hasılı Anadolu’da yaşananların hikayesi.
Yılmaz Çiğdem, gönüllere ulaşmak niyetiyle bir çaba içerisinde. Mutluluğa ulaşmak için insanlar bir koşturma içinde. Oysa mutluluk evreni kaplamış duyarlı insanların kalbine sığmıştır. İnsana ulaşan bencillik değil paylaşma cömertliğidir. İkramın niteliğine karar vermek okuyucuya kalmıştır. Bu kitaba düşense işaret fişeği gibidir. Ararsan bulursun.