Kitap Adı | : | İbn Meymun Felsefesinde Tanrı |
Yazar Adı | : | Doç. Dr. Atilla Arkan |
ISBN | : | 975-6267-83-7 |
Kapak Tasarımı | : | Aydın Duran |
İlk Baskı Tarihi | : | Ocak 2007 |
Baskı Sayısı | : | 1. Baskı |
Kağıt Cinsi | : | İthal Kağıt |
Kapak Cinsi | : | Karton Kapak |
Liste Fiyatı | : | 13 TL |
Sayfa | : | 283 Sayfa |
Ebat | : | 14,0 x 20,0 |
Yahudi ilim geleneğinde “İki Musa arasında Musa b. Meymun’dan daha büyüğü gelmemiştir.” deyişiyle anılan filozofumuz, hiç şüphesiz Orta Çağ Yahudi Felsefesi’nin en önemli isimlerinden birisidir. İbn. Meymun’un en dikkat çekici özelliklerinden biri, Kitab-ı Mukaddes üzerine yaptığı tefsirlerin yanı sıra, İslam kelamındaki tartışmaları aktif bir şekilde Yahudi Kelamına taşımasıdır. Yahudi dini hukuk geleneğine çığır açıcı katkılarda bulunan filozof, tıp ve astronomi alanında da önemli çalışmalar yapmıştır, ancak onun en önemli katkısı, kültürel anlamda İslam Felsefe Geleneğindeki Tanrı, iyilik-kötülük ve nübüvvet gibi konuları özgün tartışmalarıyla felsefi düşüncede devam ettirmesidir. Bu çalışma, İbn Meymun’un ışığında felsefeyi anlamayı hedeflemektedir.
Ürüne ait yorum bulunmamaktadır.
İbn Arabi hakkında çoğunlukla yabancı kökenli kesimlerin yazmış olduğu eserler olmakla beraber, bu kitaplarda genellikle İslam dininin inanç, ibadet, hukuk ve ahlaki bütünlük göz ardı edilerek sadece ahlaki boyutu olan ve fikirleri için ise genellikle vahdet-i vücut düşüncesi gündeme getirilen ve olağanüstü bazı meziyetler atfedilen bir şahsiyet olarak tasvir edilmiştir. Akademi camiasında ise genellikle fikirleri üzerinde yoğunlaşılmasından dolayı halka ve gençlere hitap eden bir tarafı bulunmamaktadır. Bazı yazarların yazdıkları kitaplarda yabancı yazarlardan ve fikirlerden etkilendikleri görülmüş ve sahih olmayan bazı görüşlerin ona isnad edildiği anlaşılmıştır. Bu kitabın gençlere, halka ve İbn Arabi’yi tanımak isteyen akademik camiaya da hitap eden bir tarafı olmasından dolayı revaç göreceğini zannediyorum.
İğneyle ilk elbise diken olduğu gibi kalemle ilk yazı yazan da İdris Peygamberdir.
Bu husus bizlere “terzilik ile yazarlık”, “metinler ile kumaşlar” arasında
kutsal bir ilişki, işlek bir tesbih köprüsü olduğunu da anlatır bir bakıma...
Dikiş, düğüm, sökmek, biçmek, makara, makas, iplik, iğne gibi terziliğe ait
imgelerle metafizik, aşk, yalnızlık ve ölüm kavramlarına işaret edip yer veren
bir çok şiir ve edebi yazı bu ilişkinin güzel örneklerini sunar.
Şeref Terzihanesi; doğu-batı dediğimiz birbirinden farklı iki uzak dünyayı,
medeniyeti, iki ayrı kumaşı birbirine diken bir terzihanedir… Uzun bir hayat
için kısa sayılabilecek bir anlatımla hayata karşı onurlu bir duruşu temsil
eder. Teğelleri hazır, provası yapılmıs, halk içine çıkmak için bayramertesini
bekleyen “ısmarlama bir takım hatıra” okumanız için Şeref Terzihanesinde
boylu boyunca yatıyor. Sözün düğmesini yerli yerine ilikleme vaktidir. "Eğer
gerçeği açıklamak istiyorsan, zerafeti terziye bırak" derler ya işte biz de Şeref
Terzihanesi’nde öyle yaptık…
İstisnai Renklerle Bezeli Miras…
Yaşam öyküleri yazmaya kalkıştığımızda zihnimizdekilerden önce elimizin altındaki fotoğrafları yardıma çağırırız. “Foto Şehir” gibi bir fotoğrafhaneniz de varsa bu gayet doğal karşılanır… Elinizdeki bu kitap Şavşat’tan Hendek’e zorunlu göç ettirilen Ahıska Türkü Âl-i Cengiz’in, acı ve hüzünlü zamanlarının çileli ve eğlenceli 120 yıllık gerçek yaşam hikâyesinin önemli anılarını barındırıyor. Kahramanlarının yaşam öykülerinin anlatıldığı biyografik bir eser... İlk iki bölümde ailenin ata-babası Ali Cengiz ve onun oğlu Fevzi ile ilgili anlatımlara doğal sepya tonu biyografik fotoğraflar da eşlik etmektedir. “İstisnai Mavi” isimli bölümde ise kitabın yazarı Güvenç Cengiz’in otobiyografik anlatımına Foto Şehir hazinesinin yüzlerce fotoğrafları arasından bir yönetmenin sahne seçmesi gibi özenle seçtiği portre fotoğrafları dâhil olur ve metni sarmasına, ona dokunmasına izin verir… "Kahverengi" ve “Mavi" bu kitap için istisnai renklerdir... Bu renklerin, kahramanları Fevzi ve Güvenç için nasıl bir yaşam biçimine büründüğünü, geçmişten geleceğe nasıl renkli bir mirasa dönüştüğünü büyük bir merakla okuyacaksınız... Güvenç Cengiz, kaleme aldığı bu ilk eseriyle âdeta “Adalı Yazarlar” arasında ben de varım diyor. Keyifli okumalar…