…Kendim değildim artık,uyumlanmıştım,
Özsevgiden, özsaygıdan, özgüvenden… vermiştim.
Geçmişin pişmanlıkları geleceğin kaygıları arasında sıkışıp kalmış,
Hayatın içinde kaybolmuştum,
Bir arayış içersindeydim.
Beklediğim bir ışık, bir işaret, cevapsız bir yığın soru vardı.
Hayatın anlamı neydi ?
Bu anlama nasıl ulaşılabilir ?
Ulaşabilecek yolları görmek için neler yapılmalı ?
Bu yol önce kendimizi bulmaktan mı geçer ?
Bu yol hangi fedakarlıklar, hangi vazgeçişlerden oluşuyordu ?
Hedefe ulaşmak için neleri değiştirmeli ?
Fark yaratacak neler yapılabilir ?
Mevcut durumun iyi tarafları nelerdir ?
Bu olanlardan ne öğrenilebilir ?... ve dahası …
Sorularımın bana açtığı bu yolda bana yol arkadaşı olanlara iyi yol’culuklar
Ürüne ait yorum bulunmamaktadır.
Dert devaya davettir, der Mevlana. İnsan kendisine acı veren şeylerin bir sınav olduğu fark ettiğinde, bunu görebildiğinde, hayatta duyulan en büyük kaygı ve korkunun özgürlüğüne ve gücüne dönüştüğünü hissediyor. Aslında her dert içinde dermanını gizliyor.
Hepimiz türlü sıkıntılardan, gönlümüze yük olan nice acılardan geçeriz. Yaşadığımız duygular kimi zaman bizi dipsiz bir kuyuya atarken kimi zaman çaresizlik kapısında nöbetçi kılar. Bu hikâyenin kahramanı adı gibi nice derin sulardan geçmiş, nice karanlıklar görmüş, gördüğü karanlıkların sonunda bir ferahlığa ermiş, suyu kendine şifa eylemiş bir Deniz.
Değişim, dönüşüm hep içeriden başlar. Bu yolculuğa eşlik ederken siz de kendinizden bir şeyler bulacaksınız. Yaşadıklarınızla yüzleşmeye, kozanızdan çıkmaya, kendinize hoş geldin demeye hazır mısınız?
Elinizdeki Eser, genel olarak dünya ülkeleri ve özelde Türkiye açısından önemli görülen bir konuya odaklanmıştır. Bu konu, “siyasetin finansmanıdır”. Yeni Sağ Anlayış (New Right) perspektifinden ele alınan konu, ABD ve Türkiye bağlamlarında analiz edilmektedir. Bu Eserde ayrıca konuyla ilgili Türkiye çapında bir saha araştırmasının sonuçları incelenmekte ve
sentez edilmektedir. Bu bilimsel araştırmadan elde edilen bulgular ko nuyla bağlantılı olarak Türkiye açısından önemli sonuçlara ulaşılmasına olanak sağlamıştır. Kitabın başlığı, kapsamı, içeriği, ampirik araştırması ve sonuçları itibariyle, özgün bir değer taşıdığı söylenebilir. Bu itibarla ilgili alana katkı sağlaması beklenmektedir. Eser dört bölümden oluşmaktadır.
Birinci Bölümde “Yeni Sağ Siyasal Anlayış. Siyasette Yeni Bakış ve Devleti Yeniden Konumlandırmak” başlığı altında konu işlenmektedir. İkinci Bölümde “Siyaseti Finansmanı Olgusunun Kavramsal Çerçevesi: Ekonominin Demokrasi Üzerinde Hegemonya Kurması” ele alınmakta dır. Üçüncü Bölüm, “Siyasetin Finansmanına İlişkin Karşılaştırmalı Ülke İncelemelerine” Ayrılmaktadır. Dördüncü Bölüm ise ampirik araştırmaya ayrışmıştır. Bölümün başlığı; “Seçmenin Siyasetin Finansmanına İlişkin Algısını Ölçmek: Alan Araştırmasının Metodolojisi ve Verilerin Analizidir”.
Eve dönüşler hep hüzünlüdür bugünden bakınca. Bisiklet süren, misket oynayan, burunları eskimiş ayakkabılarıyla maç yapan çocukların neşesi geçmişte kalmıştır. Yıllar geçer ve anımsarız. Bir zamanlar çocuk olduğumuzu….
Taşra ile metropol arasında sıkışmış bir kent. O kentte büyüyen; birkaç fabrika bacası, tozlu sokaklar ve hırçın arkadaşlarıyla muhayyilesi şekillenmiş bizler neden daima güzel hatırlarız eskiyi? Fedakâr babalar, adanmış anneler, ebedî dostlar bugün de yok mu? Bugün de binmiyor mu babalar bisikletlerine işten eve gelirken? Taze pişmiş mis gibi ev poğaçasının kokusu yine gelmiyor mu burnumuza akşamüstleri? Ortancalar hâlâ yok mu tek tük de olsa bahçelerde? Nedir yanılgıya iten zihnimizi? Yoksa o eski biz değil miyiz?
Bir küçük Türkiye özeti olan Adapazarı’nın geçmişi yazarın anılarıyla kol kola girerek tatlı öykülere dönüşmüş Akşam Pazarı’nda. En çok da hatıralardan beslenmez mi öykü dediğimiz zaten? Galip Çağ, anlatımındaki samimiyet ve o gençlik enerjisini asla yitirmediği tecrübesiyle bizi kendimizle yüzleştiriyor. Kendimizle ve kentimizle…