…Kendim değildim artık,uyumlanmıştım,
Özsevgiden, özsaygıdan, özgüvenden… vermiştim.
Geçmişin pişmanlıkları geleceğin kaygıları arasında sıkışıp kalmış,
Hayatın içinde kaybolmuştum,
Bir arayış içersindeydim.
Beklediğim bir ışık, bir işaret, cevapsız bir yığın soru vardı.
Hayatın anlamı neydi ?
Bu anlama nasıl ulaşılabilir ?
Ulaşabilecek yolları görmek için neler yapılmalı ?
Bu yol önce kendimizi bulmaktan mı geçer ?
Bu yol hangi fedakarlıklar, hangi vazgeçişlerden oluşuyordu ?
Hedefe ulaşmak için neleri değiştirmeli ?
Fark yaratacak neler yapılabilir ?
Mevcut durumun iyi tarafları nelerdir ?
Bu olanlardan ne öğrenilebilir ?... ve dahası …
Sorularımın bana açtığı bu yolda bana yol arkadaşı olanlara iyi yol’culuklar
Ürüne ait yorum bulunmamaktadır.
Dert devaya davettir, der Mevlana. İnsan kendisine acı veren şeylerin bir sınav olduğu fark ettiğinde, bunu görebildiğinde, hayatta duyulan en büyük kaygı ve korkunun özgürlüğüne ve gücüne dönüştüğünü hissediyor. Aslında her dert içinde dermanını gizliyor.
Hepimiz türlü sıkıntılardan, gönlümüze yük olan nice acılardan geçeriz. Yaşadığımız duygular kimi zaman bizi dipsiz bir kuyuya atarken kimi zaman çaresizlik kapısında nöbetçi kılar. Bu hikâyenin kahramanı adı gibi nice derin sulardan geçmiş, nice karanlıklar görmüş, gördüğü karanlıkların sonunda bir ferahlığa ermiş, suyu kendine şifa eylemiş bir Deniz.
Değişim, dönüşüm hep içeriden başlar. Bu yolculuğa eşlik ederken siz de kendinizden bir şeyler bulacaksınız. Yaşadıklarınızla yüzleşmeye, kozanızdan çıkmaya, kendinize hoş geldin demeye hazır mısınız?